ANA SAYFA     HAKKIMIZDA     MÜZE     ŞEHİTLERİMİZ     DOKÜMAN ARŞİVİ     FOTOĞRAF ARŞİVİ     GEZİ     YAZARLARIMIZ     İLETİŞİM  
 
  Müze  
  1. Dünya savaşı  
  İtilaf Dev. Savaş Planları  
  Ordular  
  Savaşa Girmemiz  
  Komutanlar  
  Çanakkale Savaşı  
  Deniz Savaşları  
  Hava Savaşları  
  Kara Savaşları  
  Cephede Koşullar  
  Gaz Kullanıldı mı?  
  Savaşın Sonuçları  
  Savaşın Etkileri  
  Çanakkale ve Yahudiler  
  Şehitlerimiz  
  Gazilerimiz  
  57. Alay Tarihi  
  Asker Mektupları  
  Anzaklar  
  Arşivlerde Çanakkale  
  Çanakkale Gençlik ve Sporcular  
  Asker İmamlar  

Sitede Ara


 

Asker Mektupları

« Geri   

    Cepheden Kahramanlıklar     Esir Mektupları
    Türk Asker Mektuplari
Türk Asker Mektuplari
    Kadir Oğlu Mehmet Çavuş'un Hastaneden Cephedeki Komutanına Yazdığı Mektup (1915)
    Bir Çanakkale şehidinin son mektubu (1915)
    Bir Bölük Komutan'ın Mektubu (Çanakkale - 1915)
    Bir Askerin Siperdeki İlk Gecesi (1915)
    Bir Askerin Kızına Yazdığı Mektup
    Süleyman Nazif Tarafından Galiçya 'Daki Askerlerimize Yazılan Mektup (1917)
    Mehmet Dursun'un Harp Hatıralarını Anlatan Mektubu (Çanakkale - Teğmen 1915)

Süleyman Nazif Tarafından Galiçya 'Daki Askerlerimize Yazılan Mektup (1917)



"Viyana

Aziz Vatandaşlarım ve Aziz Kardeşlerim,

Sizi aile yuvasından, sevdiklerinizden, masum âdetlerinizden bu kadar uzaklarda, senelerin ve muharebelerin verdiği yorgunluklarla bezgin bir hâlde görenler, nasıl ve niçin geldiğinizi bilmezlerse, önünüzde kuru bir kederlenme şeklinde şefkat göstererek geçip giderler. Fakat, geliş maksadınızı bilmeyenlerin huzurunuzda hissettikleri hal, incelik değil, bir himmet değil, takdirdir, mukaddesdir. Ebedi Şükran ve minnettir. Biz sizi iki seneden beri titrek yürek, ıslak gözlerle uzaklardan izliyorduk. Bugün bizzat selamlamakla iftihar ediyoruz.

Siz, buraya yalnız Avusturya-Macaristan’ ın toprağını değil, Osmanlı Tarihini, kendi büyük tarihinizi savunmak için geldiniz. Taahhüt ve vazifenizi, asırları hayran bırakacak bir fedakarlık ve kahramanlıkla yerine getirdiniz. “ İnsan için en aziz olan, candır “ derler. Doğrudur. Lekesiz, her manasıyla büyük, büyük babanızın ufuk ilhamından kopan, pek şiddetli ve soğuk rüzğara karşı yiğitlikle, kararsız bir şekilde himaye ederek, Avrupa’ nın ortasından bütün alem e ilan ve ispat ettiniz ki, atalarımız, hayatlarından meydana gelen tarihiniz, sizin ölüme hor ve hakir gören bakışlarınız, kendi şahsi hayatlarınızdan daha aziz imiş, var olunuz. Kulaklarımızı ezan sesleri gibi sık sık taltif eden Kosova, Varna, Çaldıran, Plevne, Çanakkale, Galiçya ve emsali isimler, artık bizim millî tarihimizin özünden çıkarak, vatanperverliği sosyal faziletin en yükseği sayılır. Medeni milletlerin olaylarına iftiharla intikal etmiştir. Bugün siz, ey aziz vatandaş ve kardeşlerim, siz yalnız bizim topluluğun değil, uzak, yakın her kavmin tüm insanlığın aydınlatılmasında, iftiharı ve timsalisiniz. Ölen ve kalan arkadaşlarınız la birlikte geçen sene üstünde harikalar gösterdiğiniz. Galiçya toprakları, bilirsiniz ki; atalarımızın kanlarıyla yoğrulmuştu. Burada ailenizden uzak, fakat atalarınıza yakınsınız. Galiçya sizin vatanınız değil, fakat tarihinizdi. Yetimlik, bizim gibi fâni insanlara babadan intikal eden bir felâkettir ki, az zaman içinde rüştünü ispat ettiğin zaman, yok olur. Lâkin toprağını, tarihini, milletini kaybedenler, ebedî yetimlerdir. Galiçya' daki atalarımız asırlardan beri oralardadır ve tarih idiler. Siz onlardan miras aldığınız mukaddesatı, onlardan bir kısmının kemiklerini hazmetmiş ve içine alan topraklar üstünde, ırk ve dinimizin en imansız düşmanı olan Moskof Çarı' na karşı müdafaa etmekle, atalarımızın yüreğini tırmalayan kimsesizliğini ortadan kaldırdınız ve teselli ettiniz. Anadolu'nun, Arabistan'ın masum kalbi, yalnız şimdi değil, her zaman sizin için çarpacaktır. Buna emin olunuz. Ocak başında çocuklarının beşiklerini sallayan validelerin ninelerine, sizin müşterek isimleriniz olan Galiçya kelimesi karışacak, okullarda Galiçya arslanlarının menkıbeleri okutturulacak, sizin olağanüstü kahramanlıklarınız vatanımızın dağlarına, derelerine, şarkılara yansıyacak, gelecek çocuklar ve gençler sizi temsil eden hikâyelerden ibret ve ders alacaktır. Ak sakallı, ak yüzlü insanlar, hayatlarını Allah'a emanet ve son nefeslerini verirken, yatağı etrafındaki evlât ve torunlarına ;

-Babalarımızın bir kısmı atalarının emanetlerini bize aynen yetiştirmek için Galiçya'nın uzak ve soğuk cehennemlerinde, verdikleri mücadelenin en tahammülsüzlüğünü seçtiler. Onlara olan borcumuzu hiç bir vakit unutmayınız. Gerekirse evlât ve torunlarınıza tereddütsüz anlatınız, diyerek sizi ve sizinle beraber bütün bir tarihi yaşatacaklardır.
 
Siz, Hazreti Muhammed' in diniyle. Sultan Osman'ın devletini en tehlikeli bir zamanda göğsünüzle müdafaa ettiniz. Ve kurtardınız.
Allah hepinizden razı olsun!.. ve Allah hepinizden razıdır.

Süleyman Nazif"

Bu Yazı 9011 kere okunmuştur.



Sayfalar 1
 

Resmi Büyütmek için tıklayın...

Genel Kurmay ATESE Arşivi

 
 

Sitede yayınlanan her türlü yazı, haber, resim, şiir, müzik ve videonun izinsiz kullanılması, yayınlanması yasaktır.

 

Tasarım & Programlama ÜÇBOYUT