|
|
|
|
57. Alay Tarihi
|

|
«
|
|
|
|
• Çanakkale Cephesi (2.Bölüm)
|
|
Paylas
|
"Düşman sabahki taarruzunda siperlerimize hücum eden efradın kollarında pazubant üzerine kırmızı salip (haç) ve salibin iki yanına dikey bir* kırmızı şerit dikilmiş bulunuyordu. Siperlerin önünde biri subay olmak üzere pek çok düşman efradı telef olmuş ve bunların hepsinin de kollarında bu işaret vardır. Henüz maksadı anlaşılmamıştır." (Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-H9-H16 Klasör No: 5384.)
Arıburnu kesiminde 6 Ağustos’ ta başlayıp 10 Ağustos 1915 günü akşamı sona eren muharebelerde; İngilizlerin Conkbayırı’ na yöneltilen taarruza yardım için giriştiği bu taarruzlar,19 ncu Tümen kuvvetlerince ağır kayıplar verdirilmiş ve başarıyla durdurulmuştur.Bu suretle düşmanın engellenebilmesi için birliklerimiz tarafından katlanılan zorlukları ve fedakarlığı göstermesi açısından 57.Piyade Alayı 3 ncü Tabur Komutanı Binbaşı Hayri tarafından 57 nci Piyade Alayı Komutanlığına gönderilen yazı önemli ve ibret vericidir.
" Geceden beri 72 nci Alay 2 nci Tabur siperlerinde bulunan 3 ncü Bölüğü müsaadenizle buradaki bölüklerden biriyle değiştireyim. Adı geçen bölük daha bu sabah çorbasını yiyememiştir. Doğrusu, gönderilmiş ise de siperlerde ve yollarda şühedanın çokluğu buna mani olmuştur. Yüce emirlerinizi bekliyorum efendim." (Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183-H10/1,17.)
9 Ağustos 1915 tarihinde 19 ncu Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal Anafartalar Grubu Komutanlığını devralmak üzere Tümen Komutanlığından ayrılmış yerine 27 nci Piyade Alayı Komutanı Yarbay Mehmet Şefik vekil olarak atanmıştır. 13 Ağustos 1915 tarihinde 57 nci Piyade Alay karargahına düşen bir obüs mermisi ile kahraman Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey şehadet mertebesine ulaşmıştır. 2 nci Tabur Komutanı Binbaşı Murat Alay Komutanlığına vekil olarak atanmıştır. Binbaşı Murat bu olayı 57 nci Piyade Alayı askerlerine aşağıdaki yazıyla duyurmuştur.
"13 Ağustos 1915 Saat: 14:30 Edirne Sırtından 57 nci Alay ve 72 nci Alay ve Makineli Bölük Komutanlıklarına Alay Komutanımız Avni Bey, bugün karargahına düşen bir obüs mermisiyle şahadet rütbesine erişmişlerdir. İmansız düşmanımıza layık olduğu derecede intikam hissiyle hazırlanmaya gayret olunmak üzere, üzerimize düşen görevleri daha büyük bir gayret ve uyanıklıkla gerçekleştirilmesini bütün arkadaşlarımdan temenni ederim. 57 nci Alay Komutan Vekili Binbaşı Murat" (Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183-H: 11 )
Arıburnu cephesinde yapılan kanlı muharebeler, iki taraf siperlerinin birbirine pek yaklaşmış olmasından dolayı, hareketliliğini yitirmiş; siper muharebeleri durumuna gelmiştir. İngilizler, önemli noktalardaki Türk mevzilerini geceli gündüzlü obüslerle ve bomba toplarıyla ateş altına almakta; açtığı lağımlarla Türk mevzilerini yıkmakta, sık sık tutuşturucu maddeler atarak yangınlar çıkartmakta ve dolayısıyla Türk kıtalarını aralıksız olarak tedirgin etmekteydi.
Bölgedeki Türk birlikleri, İngilizlerin yaptığı bu zararları sabahlara kadar durmadan çalışarak onarmakta; elde bulunan araçlar ve kısıtlı olanaklar Ölçüsünde karşılık vermekte ve mevzilerini korumaya çalışmaktaydılar.
Bu karşılıklı siper muharebeleri süresince iki tarafta, gece hücumları, topçu ve piyade ateş baskınları yapmakta; özellikle bomba muharebeleri, gece gündüz devam etmekteydi.
Siper muharebeleri için İngilizlerin olanakları çok ve çeşitliydi. Gözetleme aynaları, çelik kalkanlar, siper kundakları, bomba topları ve daha pek çok teknik araç ve gereçten bol bol yararlanıyorlardı.
24 Ağustos 1915 tarihine kadar önemli bir olay olmamıştır. Alay komutanlığına vekalet eden Binbaşı Murat 11 nci Piyade Tümeni emrine verilmiş yerine 3 ncü Tabur Komutanı Binbaşı Ali Hayri Bey, 57 nci Piyade Alayı Komutanı olmuştur. (Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183:H 11-1/ )
19 Aralık 1915 tarihine kadar 57 nci Piyade Alayı gözetleme, siperleri onarmak, düşmanın yaptığı piyade ateşlerine karşılık vermek ve gece baskınları düzenlemek gibi faaliyetlerle uğraşmıştır.
İngilizler, 1915 yılı Ağustos ayı sonlarına kadar, Gelibolu Yarımadası'nda giriştiği bir çok taarruz hareketleriyle talihini denemiş ve her seferinde, layık olduğu karşılığı almıştı. Bütün gücünü kullandığı halde hiçbir hedefine ulaşamamış olan düşman, artık yeni bir başarı ümidini kaybetmiş bulunuyordu. İtilaf Devletleri ise, Çanakkale Seferinin tam bir çıkmaza girdiğini kabul etmişler, artık yeni başarı şöyle dursun bulundukları hatların muhafazasını bile şüpheli görmeye başlamışlardır. Nitekim General lan Hamilton yayınlamış olduğu raporunda bu durumu şu şekilde dile getirmektedir. " ... Artık Türk mukavemet ve şiddetine hatime çekecek yegane çare bunların cephane ve mühimmatının tükenmesine kalmış denilebilir."
(Gnkur ATAŞE Arşivi A: 4/8749, K:3439. D: 30 F:42.)
Nihayet, içine düşülen bu bataktan nasıl çıkılabileceği konusunda çareler aramaya koyuldular. 11 Ekim 1915'te Lord Kitchener, General Hamilton'a gönderdiği bir telgrafta, "Bir tahliye yapılırsa ne kadar zayiat verileceğini" sordu. General Hamilton bu telgrafa, "Her hangi bir tahliyenin mevcut kuvvetlerin yarısının ve tüm topçularla cephenin kaybına yol açacağını ve tahliyeye taraftar olmadığı" şeklinde karşılık verdi. Bu rapor üzerine Çanakkale Komitesi, 15 Ekim 1915'te tahliyenin daha uygun koşullar altında ve taraf gütmeyecek bir fikirle incelenmesi olanağını Sağlamak amacıyla, General Hamilton'un geri alınmasına karar verdi. 23 Kasım 1915'te toplanan Harp Meclisi, askeri nedenler yüzünden, Çanakkale'nin tamamen tahliyesi için kabineye öneride bulunmaya karar verdi. Kabinedeki tartışmalar uzun sürdü. Birçok fikir ve karar değiştirmeler oldu. 5 Aralık 1915 günü Fransız Hükümeti, bütün meselelerin yeniden görüşülmesini istedi. 6 Aralık 1915'te General Joffre'nin karargâhında toplanan İtilaf Devletleri konferansında herkes, Çanakkale'nin tahliyesini istedi. Ruslar da, 7 Aralık 1915'te Çanakkale'nin tahliye edilmesi isteğinde bulundu. 7 Aralık 1915'te İngiliz kabinenin yirmi iki üyesi, tekrar bir araya gelerek durumu görüştüler. En sonunda, Anafartalarla Aruburnu bölgelerinin hemen tahliyesine; fakat, kısmen denizcilik bakımından ve kısmen de seferin tümünün sona erdiği yolundaki düşünceleri gizlemek için, şimdilik Seddülbahir'in elde tutulmasına karar verildi. Çanakkale Cephesindeki tüm komutanlar da 12 Aralık 1915'te tahliye kararını kabul ettiler. Anafartalarla Anburnu'ndaki kuvvetlerin 19/20 Aralık 1915'te boşaltılmasına karar verdiler. Tahliye kararının verilmesinden önceki günlerde, yani Kasım 1915 ayı başlarında, İngilizlerin yalnız Anafartalar ve Arıburnu bölgelerinde toplam 92.100'e yakın insan, 5.368 hayvan ve 196 adet topla bir aylık yiyecek ve çok sayıda cephane, araç ve gereçleri vardı. İngilizler tahliye işine telaş etmeden başladılar. Kuvvetlerini yavaş yavaş çekerken cephedeki ateş faaliyetini aksatmayacak şekilde düzen almış ve birliklerimizi; yeterince aldatmayı başarmışlardı.
Bu Yazı 14753 kere okunmuştur.
|
|
|
|
Çanakkalede Bir Grup Subay
|
|
Türk Askerleri gezde ve gözde hedeflerine ateş açıyor (1915)
|
|
Siper Kazan Anzak Askerleri ve Subaylar
|
|
Türk Birliklerinin ANZAKLAR' a Taarruzdan Önceki Bekleyişi
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sitede yayınlanan her türlü yazı, haber, resim, şiir, müzik ve videonun izinsiz kullanılması, yayınlanması yasaktır.
|
|
|
|
|
 |