ANA SAYFA     HAKKIMIZDA     MÜZE     ŞEHİTLERİMİZ     DOKÜMAN ARŞİVİ     FOTOĞRAF ARŞİVİ     GEZİ     YAZARLARIMIZ     İLETİŞİM  
 
  Müze  
  1. Dünya savaşı  
  İtilaf Dev. Savaş Planları  
  Ordular  
  Savaşa Girmemiz  
  Komutanlar  
  Çanakkale Savaşı  
  Deniz Savaşları  
  Hava Savaşları  
  Kara Savaşları  
  Cephede Koşullar  
  Gaz Kullanıldı mı?  
  Savaşın Sonuçları  
  Savaşın Etkileri  
  Çanakkale ve Yahudiler  
  Şehitlerimiz  
  Gazilerimiz  
  57. Alay Tarihi  
  Asker Mektupları  
  Anzaklar  
  Arşivlerde Çanakkale  
  Çanakkale Gençlik ve Sporcular  
  Asker İmamlar  

Sitede Ara


 

Çanakkale Gençlik ve Sporcular

« Geri   

    Çanakkale' de Futbolcular     Çanakkale' de Gençlik
    Çanakkale' de Öğretmenler
 

Çanakkale' de Gençlik

   Paylas

Seferberliğin ilânı ile birlikte 20’sinden 45 yaşına kadar olanlar silah altına davet edilmeye başlanmıştır . Memleketin her bir yanında yeni bir hareketlenme başlamıştır. Balkan Muharebelerinde de bu durum görülmüştü. Bu sefer durum bundan farklı olacaktı. Hazırlıklar önceden yapılmayan başlanmıştır.

Bu çerçevede tatilde olan binlerce Darülfünun (üniversite) talebesi bulundukları yerlerdeki askerlik şubeleri önünde toplanmaya başlamışlardı. Bir an önce kaydını yaptırıp vatan hizmetine koşmak istiyorlardı. Hukuk Fakültesi talebesi Münim Mustafa da bu çağrıya uyup cepheye koşanlardandır. Türk gençliği’nin sahip olduğu bu heyecanı hatıratında şöyle anlatmaktadır: “Bütün münevver Türk gençliği Harbiye Mektebi’ndeki ihtiyat zabit namzetleri talimgahına girmek için koşuyordu. Ne heyecan! Bütün kapılar, avlular ve koridorlar, taptaze, genç Türk çocukları ile dolu idi. Kalabalık o kadar fazla idi ki, zabitler kayıt muamelesine yetişemiyorlardı.” İhtiyat zabiti (asteğmen) olacak bu gençlerin eğitimleri vakit geçirilmeden Harbiye Mektebi’nde başlamıştır .
Gündüz talim yapan, gece de nazari ders gören bu gençler, kısa sürede eğitime alışmışlardır. Başlangıçta pek sıkı olmayan bu yarı okul, yarı kışla eğitimi daha sonra ağırlaşmaya başlamıştır. Harbiye Mektebi’ne sadece İstanbul ve Anadolu’daki gençler koşmamış Avrupa’da üniversitelerde okuyan Türk gençleri de bir bir memlekete dönerek vatan savunmasında vazife almışlardır.

Askere alınan bu ilk üniversiteli gençler Kanal (Süveyş) Cephe’sinde ve Sarıkamış’ta istihdam edilmişlerdi. Çanakkale önlerinde düşman gemilerinin 18 Marttaki mağlubiyeti kara muharebeleri için hazırlıkları başlatmıştı. Yeni kurulmakta olan birliklerin zabit (subay) ihtiyacı yine İstanbul ve Anadolu’daki üniversite ve liselerden karşılanmıştır. Şu da unutulmamalıdır ki, seferberlik başlangıcında ilk silah altına alınanlar üniversite ve medrese talebeleri olmuştur.

25 Nisanda başlayan muharebeler insan öğütmüştür. Binlerce Mehmetçik şehadet mertebesine ulaşmış, birliklerin subaylarının bir çoğu da şehit olmuştur. 29-30 Nisan 1915, gecesi 5. Ordu Karargâhı’ndan Başkomutanlık Vekâleti’ne gönderilen, “Pek çok zâbitan zayiâtı vardır. Elde edilecek bilcümle zâbitan namzetlerinin ilk vasıtalarla iz’âmlarına emir buyrulması mercûdur.” şeklindeki şifreli telgraf, bu durumu açıkça göstermekte, şehit olan subayların yerlerine acil olarak diğerlerinin gönderilmesi istenmektedir .

Yeni birliklerin zâbit ihtiyacı, başlangıçta üniversite (mekteb-i âli) talebelerinden karşılanırken buna daha sonra kanun gereği hizmet-i maksûreye tâbi bütün efrâd da dahil edilmiştir. 18 Mart Zaferi’nden sonra, beklenen bir çıkarmaya karşı hazırlıklara hız verilmiş, bu çerçevede mekteb-i âli (üniversite) talebeleri ile birlikte hizmet-i maksûreye tabi olan 1303 [1887] doğumlulardan 1285’ine [1879]kadar mekteb-i sultânî (lise ve dengi) yedi senelik idâdi-i resmîye veya husûsi ecnebiye mektepleri mezunları ile yukarıda belirtildiği üzere mekteb-i âliye ve hususiye ve ecnebiyye müdâvimleri ve “asker alma kanunu sabıkınca” altıncı sene imtihanlarını vermiş talebe-i ulûmun (medrese talebeleri) çıkarılan bir kanûn-u muvakkatla ihtiyat zâbiti veya küçük ihtiyat zâbiti yetiştirilmek üzere hizmet-i maksûreye tâbi tutulacağı, 16 Mart 1331 [26 Mart 1915] tarihinde Sultan Ahmet Askerlik Şubesi’nin ilânlarından anlaşılmaktadı

Yukarıda da belirtildiği üzere, seferberlik ilânı ile birlikte medreselerin yüksek derecedeki kısımlarında okuyanlar da silah altına alınmıştır. Dâru’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medresesi yoklama defterindeki kayıtlar diğer medrese talebelerinin askere alındığını ve bu nedenle eğitimin diğer medreselerde de durma noktasına geldiğini göstermesi bakımından önemlidir .

Bu medresenin yoklama defterinin 15 Kanunuevvel 1330 [28 Aralık 1914] tarihinde başlayan haftanın yoklama listesinde 31 kişini ismi bulunmaktadır. Bunlardan 4 isim karşısında mülahazalar kısmında “Askere gitmiştir.” ibaresi konmuştur. Aynı defterin bir sonraki haftanın 20 Kanunuevvel 1330 [2 Ocak 1915] Cumartesi tarihli yoklama listesinde ise 27 kişi kalmış, yine bu listede 4 ismin karşısına da asker ifadesini karşılayan “ع” harfi konarak askerde olduğu belirtilmek istenmiştir. 27 Kanunuevvel 1330 [9 Ocak 1915] tarihiyle başlayan bir sonraki hafta listede 23 kişi kalmıştır. Defterdeki liste mevcudu mütaakip haftalarda azalmaya devam edecektir. Bu da göstermektedir ki, Çanakkale’de kara muharebelerinin öncesinde muhtemel bir harekât için Osmanlı Devleti yeni kıtalar ve birlikler oluşturmaya devam etmiştir. Silah altına alınan bu gençlerin eğitimlerinin sürdüğü birkaç ay sonra 25 Nisan sabahı kıyamet kopmuş, zayiat karşısında mütemadiyen cepheden devamlı takviye birlikler istendiği bir çok belgeden anlaşılmaktadır.

Çanakkale insan öğütmektedir. Cephenin takviyesi gerekmektedir. Erler yanında en çok takviye ise askeri yönetecek subay ihtiyacında olmuştur. Müttefiklerin Gelibolu Yarımadası’ndan çekilmeyi planladığı 1915’in Aralık ayına gelindiğinde yukarıda zikredilen medresenin 2 Kanunuevvel 1331 [15 Aralık 1915] tarihi haftasının yoklama listesinde 11 öğrenci kalmıştır. Bu da göstermektedir ki, başlangıçta 31 kişilik olan listenin 20’si silah altına alınmıştır. Aynı zamanda diğer bir önemli husus ise bu listede de 9 ismin karşısında “Asker” ifadesi vardır. Ertesi haftada listede yalnızca 2 kişi kalmıştır. Halbuki Aralık 1915 Çanakkale Savaşları’nın fiili olarak bittiği, İngiliz Hükümeti’nin çekilme planları yaptığı dönemdir ve muharebeler fiilen durmuştur.

Diğer medreselerin künye ve yoklama defterleri memleketin her bir yanından cepheye vatan ve dinin muhafazası için Mehmetçik’in koştuğunu göstermektedir. Bayezid Medresesi Kısm-ı Âlî 1. Sınıf 1. Şube’nin talebe künyesini gösteren defterdeki kayıtlar, seferin başlangıcından itibaren özellikle Çanakkale Savaşları’nda düşmana karşı muharebe eden erlerin memleketleri hakkında bir fikir vermektedir. Defterde kaydı bulunan 30 kişi’den 9’u askere gitmiştir. Listede bir kısmının gönüllü gittiği anlaşılan bu talebeler Ordu, İznik gibi memleketin muhtelif bölgelerinden geldikleri gibi Bosna’dan Dağıstan’dan da gelmişlerdir. Ayrıca yukarıda da belirtildiği Dağıstan ve Bosna’dan gelen ve Osmanlı tebaasından olmayan talebeler gönüllü olarak askere gitmişlerdir. Bunlardan 1309 doğumlu Dağıstanlı Şevket Efendi bin Hacı İsa ile 1306 doğumlu Dağıstanlı Necmeddin Efendi bin Abdussamed gönüllü olarak 22 Eylül 1330’da [5 Ekim 1914] askere gittikleri mülahazalar kısmında kaydedilmiştir.

Halbuki Osmanlı coğrafyasından gelen talebeler için sadece “askere gitmiştir” ibaresi kullanılmaktadır .
Yukarıdaki belgelerden de anlaşılacağı üzere ordu zâbit ihtiyacını temin için hazırlıklar aşamasında üniversite, lise mezunlarını ve üniversite eğitime devam edenler ile medrese talebelerinden şartları ihraz edenleri zâbit yetiştirmek üzere silah altına almıştır.

Pek tabii ki bu ihtiyaç, yine bu milletin sinesinden çıkan Mehmetler tarafından karşılanacaktır. Üniversitelilerin büyük bir kısmı silah altına alındığından sıra liselere gelmiştir. İlk önce liselerin 11. ve 12. sınıf talebeleri askere alınmıştır. Birçok lise talebesi de gönüllü olarak Çanakkale’ye gitmek için askerlik şubelerinin önlerine koşmuştur. 1915 yılının Mayısıın sonuna gelindiğinde bir çok lisenin son sınıfında öğrenci kalmamıştır.
Okul idarelerinin silah altına alınacak gençlerin işlemlerinde ağır davranması üzerine Maarif Nezâreti okulları uyarmak zorunda kalmıştır. 14 Eylül 1331 [27 Eylül 1915] tarihli yazı ile şartları tutan talebeden askere başvurmak isteyenlere müracaatlarında herhangi bir sıkıntı çıkarılmaması, hizmet-i maksûreye tâbi olacak talebelerin işlemlerinin derhal yapılması istenmiştir . Bu ise, başlı başına Çanakkale Savaşları’nda eğitimlerine ara vererek cepheye koşan binlerce gencin vatan ve millet uğrunda canlarını verip, şehâdet mertebesine ulaştıklarının en büyük delili olsa gerek.

Cepheye gidenlerin terhisi olmayacaktır. Aksine, ihtiyacın her gün artması karşısında hizmet-i maksûreye davet edilenlerden ikmâle kalan öğrencilerin ikmâl imtihanlarının genel imtihanların hemen akabinde, bekletilmeden bir hafta zarfında yapılmasının istendiği Galatasaray Sultanîsi Müdüriyeti’ne gönderilen 20 Haziran 1331 [3 Temmuz 1915] tarihli bir yazıdan anlaşılmaktadır .

Çanakkale’de sonbaharla birlikte genel bir sükûnet başlamıştı. Buna karşın Ağustos sonuna kadar devam eden şiddetli muharebelerin meydana getirdiği er ve subay ihtiyacının temini için daha zamanı gelmemiş celp dönemlerini silah altına almak yoluna gidilecektir. Öncelikle celbi yapılacak 1312 [1896] tevellütlülerin ilk muayenesinden sonra beklenilen bir yıllık sürenin kısaltılmasına, 1313 [1897] tevellütlülerin de ilk muayene başlangıcının, 1331 senesi Kanunusâni (Ocak 1916) ayı olarak kabul edilmesine karar verilmişti . Böylece 1313 [1897] tevellütlülerin ilk muayeneleri, kanun gereği 1332 yılı Martında başlaması gerekirken iki ay öncesine çekilmiştir. Ayrıca 1313 [1897] tevellütlülerin silah altına alınması ilk muayenelerinden sonraki bekleme süresi 1312 [1896] tevellütlülerde olduğu gibi kısaltılarak gelecek Mayısta silah altına alınmasına karar verilmiştir. Böylece hükümet altı ay gibi kısa bir sürede iki celp dönemini silah altına almıştır. Bu ise binlerce yeni lise ve medrese talebesinin tahsillerini bırakarak zamanından önce, silah altına alınması demektir.

Mevcut kanuna göre, tahsiline devam edenlerin ihtiyat zâbiti olabilmesi için 11 ve 12. sınıf şartını taşımayan 1313 [1897] tevellütlü 10. sınıf talebelerinden ihtiyaç çerçevesinde vücudu askerliğe elverişli olanların göstereceği liyâkat üzerine ihtiyat zâbiti veya küçük ihtiyat zâbiti yetiştirmek üzere Harbiye Mektebi’ne alınmasına karar verilmiştir . Böylece, kanun gereği liselerin 11 ve 12. sınıf talebelerine verilen bu hak, bir alt sınıfa da verilmiştir. Halbuki, seferberliğin ilk günlerinde Mercan Sultanîsi 10. sınıfında kayıtlı İsmail Hakkı Efendi’nin kısa dönem askerlik için yaptığı başvurusu, askerlik şubesi tarafından 2 Eylül 1330 [15 Eylül 1914] tarihinde “ahz-ı asker kanunu muvakkatının 47. maddesinde sultanîlerin 12 sene olduğu, son iki senesinde okuyanların bu haktan faydalanabileceği belirtilerek geri çevrilmiştir .

Çanakkale’den Müttefiklerin birliklerini çekmeye başladığı zamanda başlayan bu uygulama, 1314 [1898] ve 1315 [1899] tevellütlüleri de kapsayacaktır. Harbiye Nezâreti, 3 Teşrinievvel 1332 [16 Teşrinievvel 1916] , tarihli çıkarılan kanunla 1315 [1899] tevellütlülerin de askere alınmasına karar vermiştir. Bu celp döneminde de tahsiline devam eden 10. sınıf talebelerinden fiziki yapıları müsait olanlar ihtiyat zâbiti mektebine sevk edilmişlerdir . 21 Teşrinisâni 1331 [4 Aralık 1915] tarihinden 3 Teşrinievvel 1332 [16 Ekim 1916] tarihine kadar çıkarılan kanunlar ile bir yıldan daha az bir zaman zarfında şehit olanların yerlerini doldurmak için dört celp döneminin askere sevk işlemlerinden üçü bitirilirken, biri de kısa bir zaman içinde sevk edilmeyi beklemektedir.

Mekteplerde milletin, ilim ve irfanları ile geleceğini tesis eden gençler, bu sefer savaş meydanlarında din ve vatan için, mürekkep yerine kanlarını akıtacaklardır. Birçoğu Çanakkale Cephesi’nden geriye ancak yaralı olarak dönecekler

Dr.Lokman Erdemir' e Teşekkürler

Kaynaklar

Düstür II, VI , 912.
Münim Mustafa, Cepheden Cepheye, İstanbul: Ege Basımevi, c. 1, 1940, s. 5-6.
BOA, MF. ALY, 77/8-1; BOA, MV, 196/63-1.
Münim Mustafa, s. 10; ••İ. Hakkı Sunata, Gelibolu’dan Kafkaslara Birinci Dünya Savaşı Anılarım, İstanbul: 5-5-Türkiye İş Bankası, 2003, s. 24.
“11 Şubat 1330 tarihli vuku bulan ilânname mûcibince 1303 tevellütünden 1285 tevellüdinîne kadar bilcümle mükellifîn meyanında mekâtîb-i aliyye ve sultânîye ve yedisenelik idâdi-i resmîye veya hususi ecnebiye mekâtibi mezunu ile mekâtîb-i aliyye ve hususiyye ve ecnebiyye müdâvîmînin ahz-ı asker kanûnu sâbıkınca altıncı sene imtihanını vermiş olan talebe-i ulumun (medrese) ihtiyat zâbiti yetiştirmek üzere hizmeti maksureye tabi tutulmaları lazım geldiği …. 16 Mart 1331 Sultan Ahmet Ahz-ı Asker Şubesi Müdürü İbrahim Nazif; BOA, DH. EUM. VRK, 14/80.
MDA, Sahn, 2242.
MDA, Daru’l-Hilâfeti’l Aliyye Med. Kısm-ı Âlî, 2293.
“Mükellefet-i Askeriye Kanûn u Muvakkati mucibince hizmet-i maksûreye tabi tutulacak ve binnetice ihtiyat zâbiti veya ihtiyat küçük zâbitliğine tayin olunacak efrâdın mezun veya mudâvimi bulundukları mekteplerin resmiyetiyle tahsillerinin cihet-i Maarifce tasdikiyetindeki lüzûm kanun u derkenâr olub halbuki bazı mahaller Maarifce bu yolda vaki müracaatı tedkîk hususunda âdeta vesileler icad edilerek günlerce teahhurat vukua getirdiğinin anlaşıldığı bu hal Ordu-yu Humâyun zâbitan ve küçük zâbitan ihtiyacatının temin ve telâfisi hususundaki müsaid intizar olunan semaratını işkal eylemek gibi ehemmiyetle telakkiye layık bir netice verdiği beyanıyla bu hususta vaki olacak müracaatın muamele-i icabiyesinin derhâl ifâ ve ikmâli hakkında lâzım gelenlere tebliğât ve vesâye-yi lâzıma ifâsı Harbiye Nezâreti Celilesi’nden varid olan 30 Ağustos 1331 tarihli ve 2907/3051 numaralı tezkerede izbâr edilmiş ve meselenin ehemmiyet ve mütaciliyeti müsteğni-i izâh olub keyfiyet icab edenlere bildirilmiş olmakla oraca da bu hususta vaki olacak müracatın derhâl ifâ ve ikmâli hususuna itinâ olunması lüzûmu beyân olunur, efendim. 14 Eylül 1331 Maarif-i Umûmi namına Müsteşâr”, BOA, MF. HTF, 2/83-7.
BOA, MF. ALY, 81/23-1.
Rumi Takvim’de senenin birinci ayı Mart’tır. Halbuki, Milâdi Takvim’de bilindiği üzere yılın ilk ayı Ocak’tır.
BOA, MV, 199/151.
Maarif Nezâreti Heyet-i Teftişiye Dairesi,
1313 tevellütlülerden ve iş bu sene ile andan evvelki seneler tevellütlülerinin terk-i tahsîl etmiş bulunanlar hizmet-i maksura ile celb ve istihdam edilecekleri hakkında kanun-ı muvakkat suretidir.
Birinci madde:
Mükellefiyet-i askeriye kanun u muvakkatinin kırk ikinci maddesindeki evsaf ve şerâiti hâiz ve ya derece-i tahsîl itibari ile şerâit-i mezkureyi ihraz için daha bir seneye muhtâç bulunan ve teşkilât-ı bedeniyeleri askerliğe everişli olan üç yüz on üç senesi tevellütlülerden tahsile müdâvim bulunanların gösterecekleri liyâkatlere göre ihtiyât zâbiti ve ya ihtiyât küçük zâbiti olarak yetiştirilmek içün celb ve istihdâmlarıyla Harbiye Nezâreti mezundur. Üçyüz on üç tevellütlü olup da teşkilâtı bedeniyeleri askerliğe müsait olanlardan ve ya daha evvelki seneler tevellütlülerinden bulunanlardan kırk ikinci maddede derece-i tahsîli irtikâ eylemiş iken su-i hale mübteni olmayarak esbâb-ı sâire dolayısıyla terk-i tahsîl etmiş olduğunu isbât edenler hakkında dahî bu vech ile muamele olunacaktır.
İkinci madde:
İşbu kanun tarih-i neşrinden itibaren merîdir.
Üçüncü madde:
İşbu kanunun icra-i ahkâmına Harbiye Nezâreti ve Dâhiliye Nezâreti memurdur.
Meclis-i umûmiyenin içtimaında kanuniyeti tekilif olunmak üzere işbu lâyiha-i kanuniyenin muvakkaten meriyeti ve kavaninin-i devlete ilâvesini irâde ederim. 10 Eylül 1331. “Harbiye Nezâreti Celilesi’nden mürsel sûrete mutabıktır. 12 Teşrinisani 1331”, BOA, MF. HTF, 3/34-1.
BOA, MF. İMF, 42/103-1.
Aydın Ayhan, Ah Çanakkale Vah Çanakkale, İzmir: Şehitkale Yayıncılık, 2004, s. 128.
“Din İçin Vatan İçin” Tanin, 26 Nisan 1331 [9 Mayıs 1915].
ATASE, Kls. 180, Dos. 777, Fih. 27.

Bu Yazı 3603 kere okunmuştur.


Sayfalar 1
 

 
 

Sitede yayınlanan her türlü yazı, haber, resim, şiir, müzik ve videonun izinsiz kullanılması, yayınlanması yasaktır.

 

Tasarım & Programlama ÜÇBOYUT